Çocuğunuzun Bağışıklık Sistemini Kuvvetlendirebilirsiniz

Havaların soğuması ve okulların açılmasıyla birlikte hastalıklarda yavaş yavaş kendini göstermeye başlıyor. Haliyle vitamin, mineral takviyesi yaparak çocuğumuzun ve kendimizin bünyesini daha dayanıklı hale getirmeye çalışıyoruz. Peki başka neler yapabiliriz? Uzmanımıza sorduk…

Dr. Aziz Korhan Yılmaz: “Bağışıklık sistemimiz, kendinden olmayan ve genellikle vücut için zararlı, mikrop gibi yabancı maddeleri tanıyan ve onları ortadan kaldırarak vücudumuzu koruyan, aynı zamanda hafıza fonksiyonu da olan dinamik bir mekanizmadır. Çocukların bağışıklık sisteminin iyi çalışması ve eğitilmiş olması hayat boyu daha sağlıklı olmalarını sağlayabilir.” diyor ve devam ediyor.

Eğitilmiş Bağışıklık Sistemi Çok Önemli
Çok sayıda enfeksiyonun hafif geçirilmesi, bağışıklık sistemini müthiş güçlendirir. Hijyen hipotezine göre çocuklar virüs, bakteri ve mantarla karşılaşmadıklarında astım gibi alerjik hastalıkların olasılığı artar. Yani AŞIRI KORUMA faydadan çok ZARAR getiriyor.

Bağışıklık sisteminin eğitilmesinde kademeli olarak azalan sterilizasyon uygulanmalı.

İlk 3 ay sıkı sterilizasyon çünkü bu dönemde bebeklerin kendine özgün bağışıklık sistemi gelişmemiştir. 6. haftadan itibaren bebek her gün temiz havaya çıkarılmalıdır. Kıyafet olarak 1. ayından itibaren sıkı giyindirilmemesi, anne – baba nasıl giyiniyorsa öyle giyindirilmesini sağlanmalıdır. Evde temizlik maddelerinin özellikle çamaşır suyunun fazla kullanılması bakteri direncine yol açarak alerjik astım gelişiminde rol oynayabilir. Çamaşır suyu yerine arap sabunu gibi temizleyiciler tercih edilmelidir.

Bağışıklı sisteminin eğitilmesinde bağırsak florasında bulunan milyonlarca yararlı bakteri önemlidir. Bunlar, bağışıklık sisteminin hafıza fonksiyonu için gerekli bakterilerdir. Bu bakteriler, anne sütü içen bebeklerde ve fermente besinlerle artmaktadır.

Bağışıklık sisteminin güçlenmesinde anne sütü önemli rol oynuyor. Mümkünse bebeklerin 2 yıl emzirilmeleri sağlanmalıdır.

Un ve şekeri zengin gıdaların aşırı tüketimi, antibiyotikler ve sezaryen doğumlar bağırsak florasının bozulmasının başlıca nedenleri arasındadır.

Sebze, meyve yumurta, et, fermantasyon ürünlerinin (sirke, turşu, yoğurt, boza, kefir, bira mayası)

Gereksiz Antibiyotik Kullanmayın
Antibiyotikler ve temizlik maddeleri bağırsak florasına zarar vermektedir. Antibiyotik kullanım dönemi sonrası ortadan kalkan yararlı bakterilerin yeniden kazanılması aylarca süreyi bulabilmektedir. Çocuklarda enfeksiyonların %80’inin viral kökeni olduğunu biliyoruz. Viral enfeksiyonlarda antibiyotiklerin hastalık süresini ve şiddetini arttırmak dışında bir etkisi bulunmamaktadır. Bu sebeple mümkün olduğunca gereksiz antibiyotik kullanımından kaçınılmalıdır. Aynı zamanda enfeksiyonlar esnasında ateş düşürücülerin sık verilmesi zararlı olabilmektedir. Çünkü ateş sırasında çıkan bazı maddeler ateş düşürücülerin sık verilmesinde zararlı olur. Ateş sırasında çıkan bazı maddeler mikropları öldürmekte, ayrıca birçok mikrobun üremesi ateş sırasında azalır. Pek çok enfeksiyonda ateş 39 dereceyi geçmeden ateş düşürücü vermemek gerekir. Birçok anne havale geçirecek korkusuyla en ufak ateş durumunda ateş düşürücü vermektedir. Bu durum mikropları azdırmaktan başka bir işe yaramaz.

Bağışıklı SiSteminin Dengelenmesinde Beslenme Önemli Yer Tutuyor
Protein ağırlıklı beslenme, Omega 3 yağ asidleri ve antioksidanlar bağışıklık sisteminin gücünü arttırıyor. Omega 3’den zengin olan somon, uskumru, hamsi, ceviz, semizotu, fındık, buğday ve brokoliye, beslenmede bol yer verilmelidir. A vitamini ve beta karotenden zengin beslenmede bağışıklık güçlenmesinde önemlidir. Sebze ve meyve tüketimi arttırmak, aşırı süt tüketiminden kaçınmak daha çok fermente süt ürünlerine yoğurt, kefir gibi yönelmek enfeksiyonlardan korunmada önemli.

Enfeksiyonlarda C vitamininin (Askorbik Asidin) mikropların yutulmasını arttırmak, iltihabı azaltacak maddelerin etkisini arttırmak gibi birçok görevi vardır. Soğuk algınlığı, gribal enfeksiyon gibi durumlarda yüksek doz askorbik asid kullanımı semptumları kısa sürede rahatlatmakta. Enfeksiyonlar esnasında şekerli gıdaların tüketilmesi, şeker molekülleri C vitaminini taklit ettiği için C vitaminin hücrelere girişini azaltarak enfeksiyonun şiddetlenmesine sebep olmaktadır.

Enfeksiyonlardan korunmada margarin, sıvı yağların yerine hayvansal yağ ve zeytinyağı kullanılması özellikle kış aylarında sarımsak ve soğanın bol tüketilmesini önermekteyiz. Kış aylarında doktor kontrolünde kullanılan beta glucan ve echinesya gibi doğal maddelerde bağışıklığı arttırır.

Böcek öldürücüler, işlenmiş gıdalar, sigara dumanı, radyasyon, egsos gazı, yoğun UV ışığa maruz kalmak vücudumuzda serbest radikaller çıkmasına neden olur. Serbest radikaller vücudun tüm hücre ve organlarına, bağışıklık sistemine zarar vermeye, antioksidanlar serbest radikalleri ortadan kaldırarak bağışıklık sistemini güçlendirmektedir. Antioksidanlarım en önemlileri C vitamini, E vitamini, beta karoten ve selenyumdur.

Güneş ışınları bağışıklığı olumlu ya da olumsuz etkileyebilir. Aşırı UV ışını sistemi zayıflatıcı etki yaparken belli dozda UV ışını grip, nezle gibi hastalıklara karşı koruyucu etki yapmaktadır.

Egzersiz ve hareketlilik bağışıklık sisteminin güçlenmesinde önemli rol oynar. Hareketli ya da sporla uğraşan çocuklarda hastalıklara yakalanma riski azdır.

Düzensiz uykuda çocukların vücut direncini zayıflattığı için hastalıklara yakalanmaları kolaylaştırır.